Prof. Dr. Naci Görür’den seçim dönemi tepkisi: ‘Eğer kazanırsak bu çalışmayı yapacağız’ beyanında bulundular, hani neredeler?

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yeni kitabıyla ilgili verdiği röportajda tepki gösterdi. Görür, seçim döneminde adayların deprem dirençli kentler çalışmasını desteklediğini ancak seçim bittikten sonra adayların bunu unuttuğunu “Duymayan yok ama umursayan da yok gibi” sözleriyle dile getirdi. 

“Deprem var, şakası yok!”

Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Naci Görür, Kahramanmaraş depremlerinin ardından deprem dirençli kentler çalışmasını başlattığını, seçim döneminden hemen önce İstanbul’un belediye başkan adayları ve Anadolu’dan da en az 300-400 adayın çalışmalarını desteklediğini iletti. Seçim bittikten sonra sözlerin unutulduğunu söyleyen Görür, “Deprem var, deprem! Şakası yok bunun. Öldürüyor. Ne yapılması gerektiğini de iyi biliyorsun, neyi bekliyorsunuz” diye konuştu. 

“Depremden tasarruf olmaz”

Olası bir depremin vereceği zararları aktaran Görür, iktidarın ve muhalefetin “Tasarruf” adı altında gereken deprem bütçesini ayırmadığını da eleştirdi. Görür, “Diğer tüm konularda tutumlu olabilirsin ama depremden tasarruf olmaz! Yüzbinlerce insanı topun ağzına koyamazsın. Öteki türlüsü özür dilerim ama vitrine oynamak. Ha o partinin belediye başkanı ha bu partinin. Fark etmez! Demek, bu siyasetçilerin hepsi aynı” dedi.

“İstanbul’da 7 üzeri bir deprem kıyamet olur”

Görür olası İstanbul depremi hakkında da uyarılarda bulundu. Türkiye’nin aktif faylarla çevrili olduğuna dikkati çeken Görür, beklenen İstanbul depreminin büyüklüğünü, “7 ve altında olursa nispeten daha az zarar olur. Ancak İstanbul- nüfusu 20 milyona dayanmış, gecekondu mantığı ile inşa edilmiş bu hali ile- 7 ve üzeri bir depreme yakalanırsa, kıyamet olur” ifadelerini kullandı.

Yapıların yönetmeliğe uygun olması önemli

Adaların güneyindeki fayın kırılması durumunda ağırlıklı olarak Anadolu, Kumburgaz fayı kırılırsa ağırlıklı olarak Avrupa Yakasn’nın etkileneceğini söyleyen Görür, Avrupa Yakası’nın zeminin daha kötü olduğunun da altını çizdi. Marmara’nın kıyısında, denize 10-15 km. yakın bir mesafede bulunanların “kıyametin içinde” olarak tanımlayan Görür, “En önemli nokta yapının durumu nedir? En kötü noktada otursan bile eğer yönetmeliğe uygun, kaçağı olmayan, iyi bir mühendislik hizmeti alınarak yani demiri, betonu açısından kaliteden taviz verilmeden yapılmış bir binada yaşıyorsan o evden sağ çıkma olasılığın çok yüksek” şeklinde konuştu.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir